Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ile gerçekleştirdiğim yakın tarihli bir söyleşi, siyasetin yüzeydeki şeffaf katmanlarının altında yatan karmaşık dinamiklere dair bir pencere açtı.
O röportajda Uysal'a, "Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı sürecinde neden sizin değil de Muhittin Böcek'in tercih edildiği" sorusunu yönelttiğimde, yanıtı dikkat çekiciydi.
Partinin yönetim kurulu nezdinde dengeli bir destek bulduğunu, ancak Genel Başkan'ın tercihinin Böcek'ten yana olduğunu, diplomatik ve incelikli bir dille ifade etti.
Bu beyan, ilk bakışta siyasi stratejilerin ve kamuoyu yoklamalarının rasyonel bir sonucu gibi görünebilir; zira Antalya gibi stratejik bir metropol için aday belirleme, mantıksal zeminde bu tür verilerle şekillenir.
Ancak, bu rasyonel beklenti, gazeteci Tamar Tanrıyar'ın ortaya attığı ve siyaset gündemine bomba gibi düşen iddialarla sarsıldı. Tanrıyar'ın, 2024 yerel seçimleri, öncesi ve sonrasında kulislerde sıkça dile getirilen bir iddiayı gündeme taşıdı. Tanrıyar'ın iddiasına göre, yerel seçimleri öncesinde Muhittin Böcek'in, adaylığını güvence altına almak için bizzat dönemin CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e 20 milyon dolar (825 milyon lira) teslim ettiğini öne sürmesi, siyasi etik ve şeffaflık tartışmalarını alevlendirdi. İddialarını, paranın el değiştirdiği akaryakıt istasyonunun konumu ve HTS kayıtlarına dair atıflarla güçlendiren Tanrıyar, bu söylemleriyle adeta kamuoyunun önünde bir meydan okuma sergiledi.
Bu şoke edici iddiaların, özellikle sosyal medyada hızla yayılmasına rağmen ne CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den ne de halen cezaevinde olmasına rağmen avukatları aracılığıyla kamuoyuna mesajlar iletebilen Muhittin Böcek'ten bir yalanlama gelmemesi, dikkat çekici bir sessizlik olarak yorumlandı.
Normal şartlarda en ufak bir spekülasyona dahi hızla yanıt veren siyasetçilerin bu konudaki sessizliği, iddiaların ciddiyetini ve arkasındaki potansiyel gerçeklik payını artırıyor. Bazı kaynaklar, olaya dair kamera kayıtlarının varlığına dair güçlü ifadeler olduğunu belirtirken, bu durum siyasi arenadaki perde arkası ilişkilerin karmaşıklığını ve kamuoyuna yansıtılan yüzün ötesindeki gerçekleri bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu yaşananlar ışığında, Ümit Uysal'ın iki kez yaklaştığı Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığının neden gerçekleşmediğine dair daha net bir tablo ortaya çıkmış gibi görünüyor. Siyasi mücadelenin sadece ideolojiler ve vizyonlarla değil, aynı zamanda iddia edildiği gibi derin ekonomik ağlarla da şekillendiği bu çarpıcı olay, Türkiye'deki yerel siyasetin görünmeyen yüzüne dair önemli bir ayna tutmaktadır.
